Duyarlılık Önemli!

Son günlerde başımızda var olan bir beladan söz etmek istiyorum: duyarsızlık! Etrafımızda var olup, biten her şeye karşı bir duyarsızlık söz konusu. Şeytanın en sevdiği kelime ile terbiye ediyoruz kendimizi "banane?" işte bununla işlerin içinden çıkıyor, kendimizi mutlu ediyoruz. Daha doğrusu, içimizde var olan duyarlı tarafı susturuyoruz.

Filistin'de olanlara duyarlı olmamız, bir şeyler yapmaya çalışmamız insanların gözüne batar olmuş. Söylerdi de inanmazdım. Orada insanlar ölüyor, orada bir şeyler oluyor, orada ölüm kapı kapı dolaşıyor ve burada benim insanım sessizce oturuyor. Benim insanım, insanlığını kaybetmiş olsa bile, mantığını da mı çalıştıramıyor acaba? Bugün onlara olanlara sessiz kaldığımızda, yarın bizim en ufak bir sekteye uğramamızla tepemize çökeceklerini bilmiyorlar mı? Biz güçlü değiliz, biz aciziz. İnsan önce bunu kabul etmeli. Kendi aciziyetini.

Aciziyetimizi kabul ettikten sonra, aciz duruma düşürülenleri kurtarmak için bir şeyler yapmalıyız. Bize ne değil bu durum? Bu durum gibi bir çok şey de. Kader gibi bağlıyız birbirimize, zincir gibi içlerimiz içlerimizden geçmekte. Biz bugün o insanlara olanlara susarsak, yarın öbür gün halkanın devamı olarak bize de gelecek o acılar.

Boykot etmeyi, sokağa çıkıp bağırmayı aşağılayanlar da var. Giyim tarzlarını eleştirenler de. Çarşaflı kadın, müslüman giyime sahip adam, başörtülü kızlar gözlere batmakta! Haa bir de tekbir getiriyorlarmış. Neymiş efendim, onların kafası yokmuş. Zaten sizler gibi düşünmeyen herkes aptal, kafasız değil mi? Asıl en çok da müslüman çıkmalı sokağa. Müslüman duyarsız olamaz çünkü. Duyarsız olursak, müslümanlığımızı bir sorgulamalıyız çünkü.

Ben olabildiğince yürüyüşlere, boykotlara katılıyorum. Bu zamana kadar bir çok yürüyüşe katıldım. Kendimi orada birilerine bir şeyler anlatıyormuş gibi hissettim. Çünkü orada bulunduğumda, yapılanlardan birilerinin canı yanıyor, birileri bunları istemiyor, birileri rahatsız imajı çıkıyordu. Ve bu içimi rahatlatıyor. Deneyin bir, emin olun sizde bir rahatlayacaksınız.

Yorumlar

  1. Hayatta bazı acı gerçekler var.
    Gazze-İsrail olayıda bunlardan biri.
    İsrail dediğin ülke üretimi, teknolojiyi, bilimi elinde bulunduran yegane ülke.

    Şu an şu satırları bile onların teknolojisiyle yazıyoruz. İster beğenin ister beğenmeyin.

    Bu durumda kimse bu adamların karşına geçip "dur kardeşim, insanlık suçu, savaş suçu işliyorsun" diyemez, bizim ülkemizde dahil. Birazcık ticaret anlaşmalarını araştırın İsraille tek bir anlaşma durdurulmuş mu? En ufak bir yaptırımda bulunulmuş mu "Eyyy İsrail!1!1!!" diye bağırmak dışında.

    İnsanlar boykot ediyor. Küçük görülüyor diye üzülmeniz boşuna çünkü bu küçük bir hareket. Üretim olmadan neyi boykot edebilirsiniz? Coca cola'nın alternatifini üretememiş, ürettiğini kimseye sevdirememiş bir ülke, neyi boykot ediyor? Kaç gün boykot ediyor? Bunlar insanların psikolojilerini rahatlatmak adına yaptığı özünde manasız ama rahatlatıcı basit tepkiler.

    Gerçek güç, gerçek hidayet, masaya yumruğunu vurabilmek; üretimdir, ekonomidir, bilimdir. Petrol satıp altın klozetlerle takılan araplar mı bu vizyona sahip? Yoksa birbirini mezhep yüzünden yiyen diğerleri mi? İsrail yerine şii'lerin malları ve kadınlarıyla uğraşan ışid mi?

    İslam dünyasının, bütün ortadoğunun bilime, teknolojiye kavuşması gerek. İnsana insan olduğu için değer verebilmeyi öğrendikten sonra, kadınlarına da insan gibi davranır da eğitim ve iş hayatına katarsa ancak o zaman tam ve ilerleyen bir toplum olabilir.

    Kısacası danone yoğurt yemiyorum içim çok rahat, eylemlerde konsolosluk taşlamayı çok seviyorum kafası hiçbir şeye ne yazık ki çözüm değil.

    Nasıl diyorlar, kahhar sıfatıyla allah birini kahretmeye kalkarsa 8 milyonluk İsrail'i değil muhtemelen birbirini yiyip 7 yıldızlı otel dikmekle meşgul olan 1.5 milyar müslümanı kahredecek.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten güzel söylemişsin ama bu demek değildir ki, tamam oturalım, yiyelim içelim, yanı başımızda adamları katletsinler. Belki devlet de "bunca insan bişi sölüyo dur bakalım, bırakalım ticareti" diyecektir bizim konsolosluklar önünde toplaşmamıza. Ben haksızlık karşısında bir şey yapamıyorsam, hiç olmazsa onu birilerine duyurmam gerektiğine inanıyorum. Çünkü uluslararası ticareti engelleyemem fakat, cocacola evime sokmam. Uluslararası üretim yapamam ama bahçemde domates yetiştirebilirim gibi şeyler. Bu kesinlikle sessiz kalalım, hadi alış verişimize devam edelim demek değildir. Ve tabi Arapları baz alarak dini etiketlemek hiç değildir. Keşke dini din gibi yaşayan bir millet olup,parmakla gösterilebilsek. Ama neden olmasın :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..