Elimi Bırakırsan!


İnsanın hatırlayabildiği şeyler ile, hatırlayamadığı şeyler gerçekten çok ilginç. Çok acı çektiğiniz şeyleri asla unutmuyorsunuz. Çok mutlu olduğunuz anları da. Sanırım hatırlamak "çok" la alakalı bir kavram. Ne kadar çoksa, o kadar çok yer işgal ediyor beyninizde..

İlkokul anılarımı hatırladım. Hatırladığım ilginç bi'şey aniden aklıma geldi. Sonra tüm parçalar yerine oturdu. İlkokul 4. sınıftaydım. Bizim zamanımızda okul, ilk ve orta olmak üzere ikiye ayrılıyordu. İlkokulum 5 sınıftan oluşan minik bir yerdi. Hani herkesin birbirini tanıdığı o ufak tefek harika yerler. Sınıfımda bir arkadaşım vardı. Çok iyi bir arkadaş. Biz ona kısaca F kişisi diyelim. F kişisiyle inanılmaz iyi anlaşıyor değildik fakat yine de severdik birbirimizi. Bir gün eve giderken bana yalan söylediğinin bilincine vardım. x yere gidicem dedi. Derken gözlerinden anladım yalan söylediğini. Çünkü gözler, neden bilmiyorum ama yalan söylerken farklı bakıyorlar. Ben de gizlice takip ettim onu. Başka bir yere gitti. O yere girdiğinde beynimden vurulmuşa dönsem de sonraki günlerde kafamda her söylediği hakkında bir soru işareti oluşmaya başladı. Güven duygusu gerçekten enteresandı. Bir kez kayboldu mu, tekrar bulunması güçtü.. Öğrendiğim bi'şey oldu ilkokul 4. sınıfta; insanların gözlerine bakma! 

F arkadaşımla aramız biraz limoniydi o sıralar. Neden bilmiyorum fakat söylediği yalan ciddi manada beni rahatsız etmişti. Şu an söylenen ve yakaladığım yalanların yanında devede kulak biti olacak o yalan beni ciddi anlamda sarsmış olacak ki, eskisi gibi davranmıyordum F'ye. İlkokulda bilirsiniz; el ele tutuşulup çılgınlar gibi dönülür. Hatta bu şekilde yarışmalar düzenlerdik kendi aramızda. En çok dönen, en çok dayanan kazanırdı. Biz de hep F ile beraber olurduk. İyi bir takımdık. 2'şer kişilik 5 grup oluşturduk. Dönmeye başladık. Döndük,döndük ve döndük. 3 grup bıraktı dönme işini. Tam biz kazanacakken F kişisi suratıma ilginç bir bakış attı ve ellerimi aniden bıraktı. Bırakmasıyla koskoca koridorunun bir köşesine uçmam bir oldu. Zaten ince bir kız çocuğuydum. Koridorun kolonuna kafam çarpınca yere yığıldım. Gözlerimi açtığımda tepemde bi sürü kalabalık vardı. Meraklı gözler.. F kişisiyle göz göze geldim o an. Yüzündeki pişmanlık ve üzüntü karışımını gördüm. Biraz da korku.. Öğretmene kendisini şikayet edeceğim korkusu. Hemen revire kaldırıldım. Kafamın arkasında kocaman bir şişlik söz konusuydu. Mide bulantısı da cabası. Ama F kişisini şikayet etmedim.

O günden sonra F ile görüşmedim. Çünkü O bir yalancıydı. Daha da büyüğü ise O benim elimi bırakmıştı. Güvendiğim ve sımsıkı tuttuğum ellerimi bırakıp, beni bir kenara fırlatmıştı. Bir daha asla elini tutmadım.. Bir daha elini tutacağım arkadaşım da olmadı. Asla dönmedim kimseyle hıp hızlı ve tüm güven duygularıyla. Biri elimi bırakırsa, ikinci kez tutmasına fırsat vermedim. Hissedilen hayal kırıklığı ve diğerleri, çekilen acıdan çok daha büyüktü. Ben ilkokul 4. sınıfta öğrendim elimi bırakanın elini bir daha tutmamam gerektiğini. Güven duygusunun insana bir kez verildiğini. Kimseye güvenmeyip, kendimi teslim etmemem gerektiğini.. Ben ilkokul 4. sınıfta öğrendim ikinci şans verilmemesi gerektiğini. İnsanın bir kez öldüğünü.. İkinci kez yaşamamıza izin verilmemesi gerektiğini ben o zaman öğrendim. 

Asla elinizi sımsıkı tutan bir eli bırakmayın. İnsan gerçekten zor güveniyor ve kaybedilen güven tekrar geri gelmiyor. 

Yorumlar

  1. Büşra o dönme oyununu bende oynardım kuzum.Hemde herkesle oynardım.Ne manyakmışız yahu,ne tatlı manyaklıklarmış...
    Pişman mısın
    Değilim hakim bey!

    YanıtlaSil
  2. ben o gün bu gündür oynamadım. Güzeldi o günler :)

    YanıtlaSil
  3. senin nostaljin geldi di miiiii :) ödül verdim ki sanaaa amaaa :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..