Borderline hastalığı nedir? Tedavisi ise yoktur!

Dikkat! Psikolojik şeyler içerir. Bilimsel gerçeklik için psikoloğunuza danışınız. 

Hiç borderline tanıdığınız oldu mu? Artık var. Anlatıyorum. Dinleyin. 

Kendillik algısında ve duygulanımda tutarszlıklar ve ani davranışlarda karakterize bir durumdur. Kişi kendisini güzel, başarılı hissederken aniden çok önemsiz biri olarak algılayabilir.

Belirtileri ise;

1-      Gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çaba harcamak
2-       Karşısındakileri aşırı büyütüp, göklere çıkarma ve aşırı değersizleştirip, gözden düşürerek, yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer, değersizlik verme ile giden tutarsız ilişkiler.
3-       Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışında, önem verilen kültürel- ahlaki değer anlayışında değişkenlikler.
4-       Kendine zarar verme olasılığı fazla olan, iki ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler (aniden çok para harcama, madde kullanımı, hızlı ve tehlikeli araç kullanma, birden aşırı yemek yeme,
5-      Yineleyen bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendi kendine zarar verme 
6-      Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen sürelerde birbirini izleyen öfkelilik, üzüntü, kaygı, sevinç dönemleri)
7-      Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi.
8-       Öfkeye hakim olamama 
9-      Stresle ilişkili, gelip geçici, kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler.

Yukarıda bahsettiğim 9 şıktan 5'ini taşıyorsanız borderline'a hoşgeldiniz.!

Borderline olan insanların ilişkileri yoğun ve fırtınalı olur. Yalnızlıktan hiç haz etmezler,bu yüzden hiç yalnız kalamazlar. Hep birilerinin varlığına gerek duyarlar. İlişki kurdukları insanlara taparcasına bağlanır, kazanabilmek veya kaybetmemek için inanılmaz çabalar harcarlar. Karşılığını alamadıklarında veya ilgi eksikliğinde taptıkları kişiden aniden nefret ederler. Sanki hiç sevmemiştir veya o kişiye hiç değer vermemiştir. Bu da terkedilme korkusundan ileri gelir. Bu yüzdendir ki güven duyguları olabildiğince kırılgandır. İnsanlar tarafından kabul edilmemekten ve red edilmekten çok korktukları için ilginç hareketlerde bulunabilirler. 

Ayrılık belirtisi hissettikleri anda inanılmaz öfkelenir, çok kırıcı olur fakat sonrasında bundan suçluluk, pişmanlık, utanç gibi duygularla birlikte kendilerini inanılmaz değersiz, zayıf ve kötü hissederler. Aşırı var olan terk edilme duygusunun oluşturduğu panikle hep bir mücadele içindedirler. Depresyona inanılmaz meyillidirler. Duygusal iniş çıkışlar dolayısıyla var olan depresyon durumuna engel olamazlar. Nedenini de bilmezler zaten.

Çok ilginç bir paradoks da yaşarlar. Hem çok yakın ilişki kurup, güven duymak isterler; hem de aldatılıp terkedilmekten o kadar çok korkarlar ki savunma amaçlı olarak tepkisel bir biçimde mesafe alırlar. Gelgiti çok fazla olduğu için yaşadıkları ilişkilerde asla stabil olmazlar.

Hep bir kimlik kargaşası yaşarlar. Borderline'lar ise toplumun %2'lik bir kısmında yer alır. Tedavisi ise yok. Yani bir ilaç içip düzeltebileceğiniz bir durum değil. Geçmişte "terkedilme" travmasını yaşatan şeyi bulup, onu kabullendirme yolu ile uzun süreli ve derinlikli bir çalışma yapılması gerekir.

Geçmişinize dönüp bir bakın. Dedeniz anne ve babanızın sizi terk edip gittiğini ve bir daha asla dönmeyeceklerini söylemedikleri için şanslısınızdır belki de. Terk edilme duygusunun verdiği aptalca hislere başvurmadığınız için de. Yarın öbür gün, veya bugün elinize aldığınız o ufak çocuklara ise terkedilme duygusunu asla yaşatmayacağınız için de şanslısınız. Yaşatmayın sakın! Güven duygusu gerçekten o kadar kırılgan ki; bir kez kaybettiğinizde tuzla buz olup, okyanuslara karışıyor. Bir daha da asla geri getiremiyorsunuz.

Yorumlar

  1. güzel güzel gercekten farklı ve güzel olmuş.

    YanıtlaSil
  2. benim çok yakın çok önem verdiğim çok sevdiğim biri var...
    intihar teşebbüsü dahil.

    çok uzun çabalar gösterdik amma...
    zor.
    çok zor.

    YanıtlaSil
  3. Ben de borderline olduğum için durumun sıkıntısını bire-bir yaşıyorum :(

    YanıtlaSil
  4. Cidden var mı sende böyle bir şey Büşra?

    Eh aslında beşi demek de doğru olmaz. Psikolojik sıkıntılar söz konusu olduğunda süre de çok önemli kişinin içinde bulunduğu dönem de sanırım zira pek çok rahatsızlığın belirtileri birbirine benziyor. Bunu okuyanlar "Aha bende de var!" diye atlamasın mesela. Ergenliğimin en ağır dönemlerinde bunların bir kısmı vardı bende, sonra geçiverdi. Sonra halihazırdaki bir depresyon durumunda da kişi benzer şeyler hisseder herhalde. Kişinin onu üzen, sıkıntıya sokan bir dönemde olup olmadığı, bu belirtileri ne kadar süredir ne yoğunlukta gösterdiği de önemli olsagerek.

    YanıtlaSil
  5. Maalesef ki öyle bir hastalığım var tatlım. Ufakken geçirmiş olduğum bir travma buna sebepmiş. Yaklaşık 4 yıldır falan çenemden ilginç seslerin gelmesi ile başladı mevzu. Sonra dişçimle görüştüğümde beni çene cerrahına yönlendirdiler. Derken geceleri uyurken dişlerimi sıktığım ortaya çıktı. Öyle bir sıkıyormuşum ki, çene kaslarını yormaktan yemek yerken böyle sesler çıkarıyormuş. Sonra çene sıkma sebebimi bulmak amacıyla test yapıldı. Derken bruksizim olduğum ve bunun da bağıntılı olduğu borderline incelendi. Mevzu ufakken geçirdiğim travmaya bağlandı. En azından şimdilik hastalığımı biliyorum ve nefret ettiğim insanlarda hiç suç bulmuyorum. Çünkü sorun harbiden bende :)

    YanıtlaSil
  6. Bordeline - ya da Sınır Kişilik Bozuklukluğu- psikiyatrik bir hastalık evet ve çoğu doğru yazdıklarının belki;ancak tedavisi olmadığına katılmıyorum. Gerekli psikoterapi ve ilaç tedavisi ile Borderline hastaları kaliteli bir yaşam sürebilirler.
    Daha geniş bilgi için http://psychcentral.com/lib/borderline-personality-disorder-treatment/0001065 bakabilirsin.

    YanıtlaSil
  7. Bacım dur allasen zaten ortalık karışık. Zirilyor tane sıkıntım var bir de bunu olmayım şimdi :))

    Şaka bir yana da,gerçekten Cassie arkadaşın dediği gibi aha bende var diye atlamamak lazım.

    Ama şimdi hepsini okudum ettim, iyidir oluyordur, tesadüftür, yada yoktur ben öyle zannetmişimdir dedim; zaten bir iki yıl bir türlü atlatılamayan majör depresyondur, panik ataktır, yabancısı olduğum şeyler değil de şu diş sıkma olayı yok muuu...

    Sadece uyurken değil, uyanıkken de, öyle bir sıkıyorum ki! Çenem yorulsun da artık sıkmayayım diye ne sakızlar tükettim, ne hafiften hafiften yumrukladım, kâr etmedi. Günde kim bilir kaç kere dişlerimi sıkarken yakalıyorum kendimi. 20'lik bir dişim için çene cerrahına gittiğimde "maşallah dişlerinin tebeşirden farkı kalmamış, kırılgan, dümdüz" demişti...

    Bana "cüsseli melek" lakabını takan dost adlı namussuzlarda buluyorum ben suçu yalnız, farkımız o. Meğer "semerli eşşşşşek"mişim...

    Allah'ım sonumuzu hayreylesin ne diyelim.

    YanıtlaSil
  8. Bir de delilik falan iyidir aslında.

    Akıllı olup alemin kahrını çekeceğine , deli oluyorsun alem senin kahrını çekiyor, negsel (^_^)

    YanıtlaSil
  9. bana doktor sakız çiğnememi yasakladı. Çenemi az kullanmam gerekiyormuş :/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..