Sevgili'm Günlük!

Çok değerli okuyucum;

Bunca zamandır öyle yada böyle beni takip etmektesindir. Biliyorum sizleri. Beni ciddi manada takip eden izleyicilerimi tek tek tespit edip, ilerde kitap yazdığımda memnun edeceğim.

Neyse, mevzumuz şu an bu değil. Bazı blog yazarlarına bakıyorum da; hayatlarındaki erkekleri öyle bir anlatıyorlar ki, off yani. Tamam anladık. Gerçekten mutlusunuz, gerçekten ayaklarınız yere basmıyor. Fakat bunu bunca ifşa etme neyin nesi? Facebook'ta yapılan paylaşımlara kızıyorken, hiç tanımadığı insanlara hayatlarını ifşa eden blogger'ları atlamak istemedim.

Yaptıkları her bir şeyi anlatan, sevgililerin sürprizlerini gözümüze sokan, yaptıkları evlilik hazırlıklarını anlatan insanlardan falan inanılmaz bıktım. Banane seni istemeye geldiklerinde sunacağın tepsiden, fincandan, hediyeliklerinden? Banane senin sevgilinle yaptığın o gayri meşru tatilinden? Banane senin aşk kokulu öpücüklerinden..

Bu kadar sinirlenmemin bir sebebi ise, insanlar o kadar ifşa etmeye ve edilmeye alıştı ki, ifşa etmediğiniz zaman sizi mutsuz sanıyorlar. Geçenlerde bir arkadaşım tüm iğrenç samimiyetsizliği ve o pislik biçimde takındığı sırıtışıyla "Tatlım sen evlendin ama mutsuzsun galiba, tek bir fotoğraf paylaşmıyorsun Facebookta felan" dedi. "Biz özeliz" dedim. Fakat inanmayan gözlerle baktı gözümün içine.  Çünkü alışılagelmiş bir durum söz konusu. Millet osurunca paylaşmaya alışmış. Ben paylaşmayınca mutsuz oldum.

İşin ilginç kısmına gelecek olursak, mutsuz olmamız mutlu olmamızdan daha çok insanların hoşuna gidiyor. Çünkü mutsuzluktan bir pay çıkarıyorlar nedense. Galiba "ben daha iyi durumdayım neyse" falan diyorlar. Bilmiyorum. Bu yüzden mutluluğu paylaşmamak en güzeli. Varsınlar beni mutsuz sansınlar. Evet, sizler gibi tatillere çıkmadım. Balayı denen Amerikan dayatmasını da yapmadım. Düğün denen batılı özentiliğine dönüşmüş o kimsenin gitmek istemediği, en ince ayrıntısına kadar düşünmeye bayıldığınız o saçmalıktan da yapmadım. Çünkü beynimin kıvrımlarını nikah şekeri seçmekten çok, yapacağım projelere yönlendirip, insanlara nasıl faydalı olurum kısmıyla doldurmayı düşünüyorum.

Her zaman söylüyorum. Bir müslüman için düğün amaç olmamalı, araç olmalı. Amacımız belli projeleri gerçekleştirmek ise eğer, bunu doğru adam/kadınla yol arkadaşlığı kurarak yapmalıyız. Zira hayal kırıklıkları da hep bu tip abartıların sonucudur.

Son olarak, kendinize iyi bakın. Güzelliklerinizi gözümüze sokmayın!

Yorumlar

  1. şahsen bu tür bloglar hiç denk gelmedi, sanırım ilgimi de çekmediği için gözümün önünde de dursa okumaz ve görmezden gelirdim.. hemen her gün inandığım bazı değerlere hakaretleri görüyorum, önceden okurdum ve iyice canım sıkılırdı, basit birşeyi keşfettim; artık ne okuyorum onları ne de tartışmalarına katılıyorum.. çünkü sonu yok bu işlerin, size de tavsiyem aynısı olacak.. komplekslerini şahane birşeymiş gibi süsleyerek sunan insanların bu bayat be lezzetsiz paylaşımlarını okuyarak kendi zevkinizin zarar görmesine izin vermeyin..

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim ama işte her yerdeler. Size rastlamadığı için gerçekten şanslı sayılırsınız :)

    YanıtlaSil
  3. Eskilerin mahalle dedikoducuları günümüz şartlarına uyum sağlayınca tam da böyle bir durum çıkıyor.. Aslında ilk zamanlar okumaya çalıştığım ama zamanla buram buram iğreti duyduğum o blogger yüzünden artık doğru dürüst bloggerleri keşfetmekten de yoruldum..

    YanıtlaSil
  4. Aynı kişiden bahsediyormuş hissi aldım şu an. Neyse, umarım yazdıklarımı okur da azcık kendine çeki düzen verir :)

    YanıtlaSil
  5. "adam/kadın" birbirinin karşıtı olan cinsi ifade eden birer kelime değillerdir. "erkek/kadın" cins olarak birbirinin karşıtı kelimelerdir. Adam kelimesi insanı ifade eder. Ereğin de, kadının da üstündeki kelime kapsayıcı olarak adam, ademoğlu. İnsan insanoğlu kelimeleri yer alır.

    YanıtlaSil
  6. Bir laf soylerken, kendimi o kisinin yerine koymak isterim. Isterim ki o andaki dusuncelerine birazcik da olsa anlam verebileyim. Sadece bir erkek arkadasim oldu, birlikte oldugumuz 5 sene boyunca iliskimi bilen kisi sayisi iki eli gecmedi. Bir daha olursa, az da olsa paylasmak isterim acikcasi.

    YanıtlaSil
  7. Çok doğru. Düğünler okadar abartiliyorki evlenmek değil düğün önemli oluyor .Asıl önemli olan sevgidir.gerisi teferruat .

    YanıtlaSil
  8. Aslında hem mutluluk hem de hüzünler için söylenen iki söz vardır ya biri "mutluluk paylaştıkça çoğalır" diğeride "derdini anlatmayan derman bulamaz" insanın kendini ifade edebilmesi güzelde işte gösterişe ve kurban durumuna düşmeden sanırım...

    YanıtlaSil
  9. Merhaba, öncelikle blogunuz çok güzel. Sizinle blog arkadaşı olmak isterim. Sizin için uygunsa yeteneklieller.com u blogunuza ekler misiniz? Daha sonra siteme yorum yazarsanız ben de sizi eklerim. Hem böylece daha çok insana ulaşmış oluruz. Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  10. Merhaba, öncelikle çoğu konuda düşüncelerimiz sizinle yakın gerçekten bu sanal dünyanın gerçek olanın önüne geçmesinden bende hiç hoşnut degilim.İnsanların gerçekte karşılaştıklarına tepsiz kalmasına yol açıyor.Ama en çok şahsi olarak hoşuma gitmeyende insanların sizin mutsuzluğunuzla mutlu olmaları ve çok rahatsız edici..
    Sevgiler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..